İçeriğe geç

Demokratik sınıf ne demek ?

Demokratik Sınıf Ne Demek? Bir Genç Yetişkinin Gözünden

Kayseri’nin soğuk sabahlarından birinde, bir kahve dükkanında otururken, bir arkadaşımın bana sorduğu bir soru takıldı kafama. “Demokratik sınıf ne demek?” dedi. Bu soru, hayatımın o anında içimde bir yerleri sızlatmıştı. Çünkü bir yanda kendi dünyam, öteki tarafta toplumsal adaletin kırılgan sınırları vardı. Gerçekten de, bu sorunun cevabı, sadece teoriden ibaret değildi. Bu, bana yaşadığım şehirdeki insanların, toplumdaki yerimi ve varlığımı nasıl şekillendirdiğini hatırlatan bir soru oldu. Hayatımın her anında iç içe geçen sınıf farkları ve eşitsizlik, birdenbire “demokratik sınıf” kavramıyla daha anlamlı hale geldi.

İlk An: Kayseri’deki Çalışma Hayatım

Birkaç yıl önce, Kayseri’deki bir sivil toplum kuruluşunda çalışmaya başladım. Sabahları erkenden uyanmak, toplu taşımaya binmek, işe gitmek… Bunlar, herkesin yaptığı şeylerdi ama bana bir şeyleri hatırlatıyordu. Her sabah gördüğüm insanlar, yaşadıkları hayatlar, toplumun nasıl bir düzene sahip olduğunu bana her gün gözler önüne seriyordu. Birçok arkadaşım gibi ben de mücadele veriyordum. Yani aslında, toplumun ortasında ama ondan uzak bir yerde duruyordum.

Beni asıl sarsan, sınıfların ayrımı değil; sınıfların arasındaki mesafeydi. Öğle yemeğinde iş arkadaşlarımla birlikte bir kafeye gittiğimizde, çalışan garsonla patron arasında geçen konuşmalar, beni çok etkiliyordu. Patronun sert bakışları, garsonun öfkeden kaçışları, bu iki insan arasındaki ayrımı bana her gün gözler önüne seriyordu. İki farklı dünyadan, iki farklı sınıfın insanı bir arada, ama aslında hiç bir zaman gerçekten yan yana değillerdi. Patronun “öğle tatilinin bitmesini” sabırsızlıkla beklerken, garsonun “saatin dolmasını” beklemesi, bana toplumun eşitsiz yapısını daha derinden hissettiriyordu.

İşte tam o gün, arkadaşım bana “Demokratik sınıf ne demek?” diye sordu. O an düşündüm. Demokratik sınıf, bu kadar basit bir kavram mıydı? Yoksa gerçekten de bir toplumun idealize edilmiş yapısının, hayalini kurduğumuz eşitlikçi ortamın mı bir parçasıydı?

İkinci Durak: Eğitim ve Toplumdaki Eşitsizlik

Kayseri’de üniversiteye gitmek, farklı dünyaların sınırlarında gezinmek gibiydi. İktisat bölümünde okurken, sınıf farkları bana daha da belirginleşmişti. Üniversitedeki öğrenciler arasında birbirini tanımayan ama derin bir uçurum olan insanlar vardı. Birçok arkadaşım, ailelerinin sağladığı imkanlarla okulu bir şekilde geçiştiriyor, iş bulmak için okul bitiminde çok da kaygı duymuyordu. Diğer tarafta ise maddi imkansızlıklarla mücadele eden, ailesinin işyerlerinde çalışan öğrenciler vardı. Onlar, sadece derslere değil, hayata da kafa yoran, var olabilmek için her gün mücadele eden insanlardı.

O gün, ders arasında bir arkadaşım bana, “Demokratik sınıf ne demek?” diye sormuştu. O an, bu soruya yanıt vermek için gerçekten çok düşündüm. Düşüncelerim hızla birbirine karıştı. Eğitimdeki eşitsizlik, iş dünyasında yıllardır devam eden haksızlıklar… Bütün bunlar, bir “demokratik sınıf”ın hayalini zedeliyor, aramızdaki mesafeleri daha da derinleştiriyordu. Eğitimde bile, toplumun dışına itilmiş, kendi güçlerini bulamayan milyonlarca insan vardı.

Demokratik sınıf, gerçekten de var mıydı? Ya da biz, sadece biraz daha eşitlikçi bir dünya hayali mi kuruyorduk?

Üçüncü Durak: “Demokratik Sınıf” Hayali ve Gerçekler

Bir akşam işten çıkıp eve doğru yürürken, Kayseri’nin sokaklarını düşündüm. İnsanlar ne kadar farklıydı. Bazıları hayatını dört duvar arasında geçirirken, bazıları her gün büyük bir mücadele veriyordu. Beni düşündüren, bu insanların “demokratik sınıf” hakkındaki görüşleri ve ne kadar fark yarattıklarıydı. Birçok insan, mevcut düzenin içinde kaybolmuşken, bazıları da mücadele ederek adalet arıyordu. Bu, benim gözümde, toplumun adaletin ne kadar gerisinde kaldığını gösteriyordu.

Ama bir umut ışığı vardı. Herkesin bir araya gelerek, eşit haklarla sahip olabileceği bir toplum mümkün müydü? “Demokratik sınıf”ın ne demek olduğunu anlamaya başladığımda, insanların aslında birbirlerinden bağımsız olmadığını fark ettim. Birlikte güçlüydük. Ve bu gücü, bir arada var olmak için kullanmamız gerekiyordu.

Sonuç: Adalet ve Eşitlik Arayışı

Kayseri’deki bir akşam, sokakta yürürken gördüğüm bir görüntü, bana gerçekten de demokratik sınıfın ne anlama geldiğini gösterdi. Yoksul bir aile, küçük çocuklarıyla birlikte şehre yeni gelmişti. Onlar, yeni bir başlangıç için adım atmışlardı. Belki de hayatlarında daha iyi bir şeyler arıyorlardı. Ama ben, onlara bakarken, adaletin ne kadar uzakta olduğunu düşündüm. Demokratik sınıf, sadece hayal ettiğimiz bir şey değildi. Bu, herkesin eşit haklara sahip olduğu, kimsenin dışlanmadığı, kimsenin ötekileştirilmediği bir dünya olmalıydı.

Demokratik sınıf ne demek? Bunu düşündüğümde, hem umut hem de hayal kırıklığı duydum. Çünkü biz, toplumun her bir parçası, her bir sınıfın sesini duyurabildiğinde, belki de adalet gerçek anlamda sağlanacaktı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
https://ilbet.casino/splash